-
1 iyi kalpli
gutherzig -
2 iyi kalpli
рәхимле; шәфкәтле -
3 iyi kalpli
adv. grandfatherly* * *1. good hearted 2. good-natured 3. kind 4. kindhearted -
4 iyi\ kalpli
доброду́шный добросерде́чный до́брый -
5 iyi kalpli
гу хьалэл -
6 iyi kalpli
kindhearted, kind -
7 iyi kâlpli ama kaba insan
n. rough diamond -
8 iyi
1. adj gut2. subst gute Note, Pluspunkt m;(-i) iyi etmek (jemanden) heilen, gesund machen; gut daran tun (de … zu); fam mitgehen lassen (A);iyi hal belgesi Führungszeugnis n;iyi hoş (ama) schön und gut (aber);iyi iş doğrusu! eine schöne Bescherung!;iyi kalpli gutherzig; treuherzig;iyi ki schön, dass …; nur gut, dass …;iyi kötü adv, adj recht und schlecht;iyi niyet Arglosigkeit f;iyi olmak in Ordnung sein; sich erholen; unp es geht (mir) besser; … için iyi söylemek Gutes über jemanden sagen;iyiden iyiye adv gehörig, entsetzlich; immer mehr (dahinsiechen usw); adj endgültig;iyiye gelmek sich bessern;iyisi, iyisi mi am besten …; das Beste ist, …;iyiyim es geht mir gut; ich fühle mich gut;iyi değilmişsiniz es soll Ihnen (gesundheitlich) nicht gut gehen (sagt man) -
9 kalpli
kalpli … mit Herz;iyi kalpli gutherzig -
10 kalpli
1) име́ющий какое-л. се́рдцеiyi kalpli bir adam — добросерде́чный челове́к
kara kalpli — [челове́к] с чёрной душо́й
saf kalpli — простоду́шный
2) разг. серде́чник -
11 iyi
"1. good. 2. plentiful, abundant. 3. in good health, well. İ-si.... The best thing is.... -ye çekmek /ı/ 1. to put a good interpretation on. 2. to consider (something) to be a good omen. - dilek good wishes. - dilekte bulunmak /a/ to wish (someone) well. - dost kara günde belli olur. proverb It´s when you´re in trouble that you learn who your real friends are. - etmek 1. /ı/ to cure, heal. 2. to do the right thing; to act wisely. 3. /ı/ slang to rob. 4. /ı/ slang to get even with (someone), give (someone) his comeuppance. - gelmek /a/ 1. to suit, fit. 2. (for a medicine, a treatment) to help, be beneficial, work. 3. to bring good fortune. - gitmek 1. to go well. 2. /a/ to suit. - gözle bakmamak /a/ to have a bad opinion of. - gün good times, prosperity. - gün dostu fair-weather friend. - gün görmüş (someone) who knows what prosperity is, who has enjoyed prosperous times. - hal belgesi/kâğıdı certificate of good conduct. - hoş amma.... That´s all very well but.... - insan sözünün üstüne gelir. proverb A person who appears while he is being talked about is a good person. -siniz inşallah. colloq. I hope you are well. - iş altı ayda çıkar. proverb It takes time to do a job well. - iş belgesi good letter of recommendation (for an employee). - iş doğrusu! colloq. What a queer thing! -den iyiye thoroughly, completely. -ye iyi, kötüye kötü demek to call a spade a spade, speak plainly, be forthright. - kalpli goodhearted, kind. - ki.... It´s good that.../Fortunately,.... - kötü 1. somehow, in some way or other. 2. not bad, fairly good. -si mi.... The best thing to do is.... - olacak hastanın hekim ayağına gelir. proverb If it is fated for things to go well, they will go well. - oldu da.... It´s good that.../Fortunately,.... - olmak 1. to recover. 2. (for something) to go well, suit one´s purpose. 3. to be good, be favorable. - saatte olsunlar the djinns. - söylemek /için/ to praise." -
12 добросердечный
-
13 мягкосердечный
-
14 kindhearted
iyi kalpli -
15 gutherzig
iyi kalpli -
16 good hearted
iyi kalpli -
17 kindhearted
iyi kalpli -
18 добрый
iyi,iyi kalpli; hayırlı* * *1) iyi, iyi kalpliу неё до́брое се́рдце — iyi kalpli bir kadındır
вы о́чень до́бры́ ко мне — çok iyisiniz, hüsnü teveccühünüz
2) врз iyi, hayırlı; kıyakдо́брые изве́стия — iyi / hayırlı haberler
до́брое и́мя — iyi ad
до́брое наме́рение — iyi niyet
спаси́бо вам за до́брые пожела́ния — iyi dilekleriniz için teşekkür ederim
сде́лай до́брое де́ло,... — bir iyilik / hayır et de...
он сде́лал нам мно́го до́брого — onun çok iyiliğini gördük
до́брый конь — kıyak bir at
3) разг.до́брых три часа́ — üç saate yakın
до́брая полови́на зри́телей — seyircilerin neredeyse yarısı
••до́брый день! — iyi günler!
до́брое у́тро! — günaydın! hayırlı sabahlar!; sabahlar hayrolsun!
до́брый ве́чер! — iyi akşamlar!; akşamlar hayrolsun!
до́брой но́чи! — iyi geceler!
бу́дьте до́бры́ — lütfen
в до́брый час! — haydi hayırlısı!
люди до́брой во́ли — iyi niyet adamları
-
19 добродушный
-
20 good hearted
iyi kâlpli* * *iyi kalpli
См. также в других словарях:
iyi kalpli — sf. Başkaları için hep iyilik düşünen, iyi yürekli … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalpli — sf. Kalp hastalığı olan Birleşik Sözler açık kalpli fena kalpli iyi kalpli katı kalpli taş kalpli … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi kalplilik — is., ği İyi kalpli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi yürekli — sf. İyi kalpli … Çağatay Osmanlı Sözlük
babacan — sf. Cana yakın, olgun, hoşgörülü, iyi kalpli, güvenilir (erkek) Bu babacan yürekli, öfkesi, sevgisi katıksız, kaya gibi sağlam ve güvenilir adam... A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
biriktirmek — i 1) Toplayıp yığmak 2) Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek Zehra aldığı bütün paraları biriktiren, iyi kalpli, sessiz bir kızdı. S. F. Abasıyanık 3) Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fena — 1. sf., Ar. fenāˀ 1) İyi nitelikte olmayan, kötü Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. B. Felek 2) Üzücü Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki... H. E. Adıvar 3) İstenilen ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalplilik — is., ği Kalpli olma durumu Birleşik Sözler açık kalplilik iyi kalplilik katı kalplilik taş kalplilik … Çağatay Osmanlı Sözlük